Sad vodim tim genijalaca, boreći se protiv svijetskih prijetnji koje samo mi možemo riješiti.
Şimdi ise, sadece bizim çözülebileceğimiz dünya çapındaki suçlarla mücadele eden bir dahi ekibinin başındayım.
Izvršitelji zakona se protiv korupcije bore novim snagama.
Emniyet güçleri bu yozlaşmayla yeni bir savunma hattıyla savaşıyor.
Za cijeli svijet sam običan forenzičar, ali potajno, uz pomoć svojih prijatelja iz S.T.A.R. Laboratorija, borim se protiv zločina i pronalazim druge Meta-Ljude poput mene.
Dışarıdan bakıldığında sıradan bir adli tıpçı gibi görünsem de STAR Labs'teki dostlarımın da yardımıyla, gizlice suçla savaşıyor ve benim gibi meta insanları buluyorum.
Za vanjski svijet, ja sam običan forenzičar, ali potajno, uz pomoć mojih prijatelja na STAR Labs, Borim se protiv kriminala i pronaći druge meta-ljude poput mene.
Herkese göre sıradan bir adli tıp yardımcısıyken gücümü gizlice S.T.A.R. Labs'daki arkadaşlarıma yardım etmek suçla savaşmak ve benim gibi meta-insanları bulmak için kullanıyorum.
Sve što kažete upotrijebit će se protiv vas na sudu.
Söylediğin her şey, mahkemede aleyhinde delil olarak kullanılabilir.
Za ostatak svijeta, obični sam forenzičar, ali potajno, uz pomoć prijatelja u STAR labsu, borim se protiv zločina i pronalazim meta-ljude poput mene.
Herkese göre sıradan bir adli tıp yardımcısıyken gücümü gizlice S.T.A.R. Labs'daki arkadaşlarımın yardımıyla suçla savaşmak ve benim gibi meta-insanları bulmak için kullanıyorum.
Borili ste se protiv Engleza u Novoj Francuskoj?
Büyükbabam sizin Kanada'da İngilizlerle savaştığınızı söyledi.
To su uglavnom farmeri i djeca, i bore se protiv našeg neprijatelja umjesto nas.
Onlar çiftçiler ve çoğunlukla çocuklar ve bizim için bizim düşmanımızla savaşıyorlar. Biliyorum. - Amerika buna seyirci kalmamalı.
Ludost je boriti se protiv sudbine, no može me se nagovoriti da je prevarim.
Kaderle savaşmak aptallık olur. Ama onu kandırmak; bu olabilir.
Borim se protiv kriminala i pronaći druge meta-ljude poput mene.
...ve benim gibi meta insanları buluyorum.
Borimo se protiv radikalnih otpadnika u naciji, koji se nazivaju islamom.
İslam adında bir milletin radikal unsurlarıyla savaşıyoruz.
Borit ćeš se protiv slobodnog naroda kada stignu?
Geldikleri zaman özgür halkla mı savaşacaksın?
Za boriti se protiv nezamislivog moraš biti spreman uraditi nezamislivo.
Akla gelmeyecek bir şeyle savaşmak için akla gelmeyecek şeyi yapmaya hazır olmalısın.
Kada se ne borim protiv siromaštva, borim se protiv požara kao pomoćnik kapetana u dobrovoljnom vatrogasnom društvu.
Yoksullukla savaşmadığımda, gönüllü bir itfaiye biriminde asistan yüzbaşı olarak alevlerle savaşıyorum.
A ipak, unatoč tome što je John-u sve išlo dobro u životu, on se mučio, boreći se protiv ovisnosti i hvatajući se depresije.
Hal böyle iken, her şey John için yolunda gidiyorken depresyona yakalanma ve depresyona bağımlılık savaşı veriyordu.
Naši neprijatelji će se zapričavati do smrti, i borit ćemo se protiv njih njihovom vlastitom zbunjenošću.
Düşmanlarımız sürekli kendi kendilerine konuşmalı, onların kafası karışıkken onlarla savaşmalıyız.
Stoga sam rekao, "Boriti ću se protiv toga s vlastitom propagandom."
O yüzden ben de buna kendi propaganda tarzımla karşılık vermeye karar verdim.
Dakle ljudi, samo upamtite: ako ikad osjetite da vas pritišće birokracija i često dosada modernog života, ne borite se protiv frustracije.
Millet, şunu unutmayın: Bürokrasi yüzünden bunalmış hissederseniz, gündelik hayatının sıradanlığından da oluyor, can sıkıntısıyla savaşmayın.
Moj prijatelj Red Maxwell je potrošio posljednjih 10 godina boreći se protiv dijabetisa mladih.
Arkadaşım Red Maxwell son on yılını juvenil diyabetle savaşarak geçirdi.
"Kaži Izraelcima: Kad koji čovjek ili žena počini bilo kakav grijeh na štetu čovjeka ogriješivši se protiv Jahve, i osjeti se krivim,
‹‹İsrail halkına de ki, ‹Bir erkek ya da kadın, insanın işleyebileceği günahlardan birini işler, RABbe ihanet ederse o kişi suçlu sayılır.
Ali vi niste htjeli onamo; pobunili ste se protiv naredbe Jahve, Boga svoga.
‹‹Ne var ki, siz oraya gitmek istemediniz. Tanrınız RABbin buyruğuna karşı geldiniz.
Kad vas je Jahve slao od Kadeš Barnee govoreći: 'Idite gore i uzmite zemlju koju sam vam dao', pobunili ste se protiv riječi Jahve, Boga svoga; u nj se niste pouzdavali niti ste slušali njegov glas.
RAB sizi Kadeş-Barneadan gönderirken, ‹Gidin, size vereceğim ülkeyi mülk edinin› diye buyurmuştu. Sizse Tanrınız RABbin buyruğuna karşı geldiniz. Ona güvenmediniz, sözüne kulak vermediniz.
TÓa znam ja tvoju buntovnost i tvoju tvrdu šiju. Evo i danas, dok još s vama živim, bunite se protiv Jahve. A kako li nećete kad ja umrem!
Çünkü sizin başkaldıran, dikbaşlı kişiler olduğunuzu biliyorum. Bugün ben sağken, aranızdayken bile RABbe karşı geliyorsunuz; ölümümden sonra daha ne kadar çok başkaldıracaksınız.
Ako ostavite Jahvu da biste služili tuđim bogovima, okrenut će se protiv vas i uništit će vas, pošto vam je bio dobro činio."
RABbi bırakıp yabancı ilahlara kulluk ederseniz, RAB daha önce size iyilik etmişken, bu kez size karşı döner, sizi felakete uğratıp yok eder.››
Poslije smrti Jošuine upitaše Izraelci Jahvu: "Tko će od nas prvi poći na Kanaance da se protiv njih bori?"
İsrailliler, Yeşunun ölümünden sonra RABbe, ‹‹Bizim için Kenanlılarla savaşmaya ilk kim gidecek?›› diye sordular.
Baša, sin Ahijin, iz kuće Jisakarove, uroti se protiv njega i ubi ga u Gibetonu, koji pripada Filistejcima i koji su opsjedali Nadab i sav Izrael.
Nadav ve İsrail ordusu Filistlilerin Gibbeton Kentini kuşatırken, İssakar oymağından Ahiya oğlu Baaşa, Nadava düzen kurup onu Gibbetonda öldürdü.
Šalum, sin Jabešov, uroti se protiv njega; udario ga je i usmrtio u Jibleamu te se zakraljio mjesto njega.
Yaveş oğlu Şallum Zekeriyaya bir düzen kurdu; halkın önünde saldırıp onu öldürdü, yerine kendisi kral oldu.
Ali se podigao Nebatov sin Jeroboam, sluga Davidova sina Salomona, i pobunio se protiv gospodara.
Nevat oğlu Yarovam efendisi Davut oğlu Süleymana başkaldırdı.
(31:14) Čujem šaputanje mnogih, užas odasvud: sastaju se protiv mene i smišljaju kako da mi život oduzmu.
Birçoğunun fısıldaştığını duyuyorum, Her yer dehşet içinde, Bana karşı anlaştılar, Canımı almak için düzen kurdular.
A sada kad posrnuh ja, oni se raduju, skupiše se protiv mene da udare iznenada, i bez prestanka oni me razdiru.
Ama ben sendeleyince toplanıp sevindiler, Toplandı bana karşı tanımadığım alçaklar, Durmadan didiklediler beni.
Ne spominji se, protiv nas, grijeha otaca; neka nas pretekne smilovanje tvoje jer smo jadni i nevoljni.
Atalarımızın suçlarını artık önümüze sürme, Sevecenliğini hemen göster bize, Çünkü tükendikçe tükendik.
(83:4) Protiv naroda se tvoga rote i svjetuju se protiv štićenika tvojih.
Halkına karşı kurnazlık peşindeler, Koruduğun insanlara dolap çeviriyorlar.
Učinit ću od tebe za ovaj narod zid od mjedi, neosvojiv. Borit će se protiv tebe, al' te neće nadvladati, jer ja sam s tobom, da te spasim i izbavim" - riječ je Jahvina.
Bu halkın karşısında Sağlamlaştırılmış tunç bir duvar kılacağım seni; Seninle savaşacak ama yenemeyecekler, Çünkü yardım etmek, kurtarmak için Ben seninleyim›› diyor RAB.
Svrstajte se protiv Babilona, opkolite ga. Strijelci, strijeljajte na nj, ne žalite strelica - Jahvi je zgriješio.
Babilin çevresinde savaşmak üzere dizilin, Ey bütün yay çekenler! Oklarla saldırın ona, oklarınızı esirgemeyin! Çünkü o RABbe karşı günah işledi.
Narodi se protiv njega udružiše, lav upade u jamu njihovu, na lancu ga odvedoše u zemlju egipatsku.
Haberi uluslar arasında duyuldu. Kurdukları tuzağa düştü, Onu çengellerle Mısıra sürüklediler.
Jer ovako govori Jahve Gospod: 'Neka se protiv njih zbor sazove da ih izvrgnem zlostavljanju i pljački.
‹‹Egemen RAB şöyle diyor: Onları dehşete düşürecek, mallarını yağmalayacak bir kalabalık salacağım üzerlerine.
Razmetali ste se, protiv mene govorili i gomilali protiv mene riječi; čuo sam ja!'
Bana karşı böbürlendiğinizi, saygısızca konuştuğunuzu da duydum.
Kako mi se svidi, kaznit ću ih: sabrat će se protiv njih narodi da ih za dvostruko kazne bezakonje.
İstediğim zaman onları cezalandıracağım, Çifte günahlarına bağlandıkları zaman, Uluslar toplanacak onlara karşı.
Tada će Jahve izaći i boriti se protiv tih naroda kako on zna ratovati u dan ratni.
Sonra RAB, savaş zamanlarında yaptığı gibi, gidip bu uluslara karşı savaşacak.
1.1366620063782s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?